7 Ocak 2016 Perşembe

İklim Değişikliği ile Binalar Arasındaki İlişki Nedir?

  Enerji kaynaklarının en önemlisini oluşturan ve sera gazlarının kaynağı olan petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtların hızla tükenmekte oluşu ve bu kaynakların yol açtığı çevresel sorunlar; enerji verimliliğini dolayısıyla da enerji yoğunluğu kavramını gündeme getirmiştir.
  İklim Değişikliğinin en önemli nedeni insan kaynaklı sera gazı salımlarıdır. Sözleşme ve Protokol’de tarafların iklim değişikliği nedenlerini önceden tahmin etmek, önlemek veya en aza indirmek ve zararlı etkilerini azaltmak için önleyici önlemler almaları ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
  Enerji tüketiminde ve sera gazı salımında ilk sıralarda yer alan binalar iklim müzakerelerinde enerji ana başlığı altında yeralmaktadır. Birincil enerji kaynaklarından elde edilen enerjinin %30-40 binalarda kullanılmaktadır. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, iklim değişikliği konusunda bina sektörünü en çok enerji verimliliği potansiyeli olan sektör olarak belirlemiştir. Türkiye’de de enerjinin yaklaşık %30’u, toplam elektrik tüketiminin ise yaklaşık %43’ü binalarda kullanılmaktadır. Binalar, enerji tüketiminde sanayi sektöründen sonra ikinci sırada yer almaktadır. Dolayısıyla, binalarda enerjinin verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar, enerji kaynaklarının etkin kullanımı açısından önemlidir.
  Avrupa Birliği de Sözleşme ve Kyoto Protokolü sorumluluğu kapsamında iklim değişikliği politikalarında bina sektörüne önem vermekte ve binaların enerji etkinliğinin iyileştirilmesi konusunda 2003’de yürürlüğe giren 2002/91/EC sayılı “Binaların Enerji Performansı Direktifi”’ni üye ülkelerin ulusal anlamda uygulamasını istemektedir.
  Ülkemizde maliyetlerinin ekonomi üzerindeki yükünün hafifletilmesi ve çevrenin korunması için enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin artırılması amacıyla 5627 sayılı “Enerji Verimliliği Kanunu” 02.05.2007 tarihinde yürürlülüğe girmiştir. Bu kanunun yürürlüğe girmesi ile Türkiye’de enerji verimliliğine gösterilen önem daha da belirginleşmiştir. Kanun çeşitli kurumlara enerji verimliliği alanında ikincil mevzuat hazırlama görevi ve uygulamanın yürütülmesi yetki ve sorumluluğu verilmiştir.
Bu kapsamda T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da yetki alanında bulunan binalarla ilgili;
  • Binaların birincil enerji ve karbondioksit (CO2) emisyonu açısından sınıflandırılmasını, sera gazı emisyonlarının sınırlandırılmasını ve çevrenin korunmasını düzenlemeyi amaçlayan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” (05.12.2008 tarih ve 27075 sayılı RG)
  • Merkezi ısıtma sistemlerine sahip binalarda ısınma giderlerinin, kullanıcıların kullanım miktarlarına göre paylaştırılmasını sağlayan, binalarda enerji verimliğinin arttırılmasına ve yakıt tüketimlerinin azaltılmasını amaçlayan “Merkezi Isıtma ve Sıhhi Sıcak Su Sistemlerinde Isınma ve Sıhhi Sıcak Su Giderlerinin Paylaştırılmasına İlişkin Yönetmelik” (14.04.2008 tarih ve 26847 sayılı RG)
hazırlamıştı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder